Aşk Ve Acı
O ölmemişti esasen,geride bıraktığı aşk için uzun bir yolculuğa çıkmıştı, sonsuz bir yolculuğa. Geride kalan aşkları ise acıya boğulmuştu, suçluluk duygularını yüreklerinde öğüteceklerdi sonsuza kadar. Belki de onlar vicdanlarını muhakeme ederek geriye kalan hayatlarını nasıl sürdüreceklerinin korkusu içinde yaşayacaklardı. Belki de adaletin tecellisine katlanıp hiç akıllarına gelmeyen bir yaşama sürükleneceklerdi. Kadınların intikamı sessiz olur!
Ters Ayaklı
"Yaratık mı? Dostum, sen söyleme bunu? O bir şeytan...
“Anlıyorum, fakat bunu durdurmanın bir yolunu bulmak için sizin engin bilgilerinizden yararlanmak için geldik. Ne yapmalıyız?..
“Gücünüzü birleştirin. Tek Tanrıya inanmıyor musunuz? Bu şeytan Hıristiyan ve Müslüman cinden meydana geldiği için kendisi gibi birini seçmiş olmalı. Şimdi, dostum Yakop’la birlikte onu yok edebilirsin. Güçlü inancı olan bir insana benziyorsun. Arkadaşlar! Şuna inanmalısınız. Din adamlığınızdan önce iyi bir insan olmanız gelir. Önce iyi bir insan olmak vardır insanoğlunun mayasında. Sonra inanç gelir. İnsanlığın yok olmaması için birleşin ve şeytanı yok etmek için canla başla dövüşün. Aksi taktirde dünyamız elimizden gidecek. O zaman ne sen İslamiyet’i ne de sen Hıristiyanlığı yaşayacaksın. İnsanlığın yok olmasını engelleyin.”
Meryem'in Sırrı
Meryem ürkekti. Avcıyı gören av gibi ürkek konuşuyordu. "Eğer babam mani olmasaydı arkadaşlarını komalık edeceklerdi. Bakın, başınıza bir hal gelecek, gidin buralardan, kurtulun. Senin kadar ben de inanmıyorum bu saçma hikayeye ama bu insanlar o kayanın tepesindeki lanete samimi duygularla inanmışlar bir kere. Babaannem, Cemal dede ve üç kişi daha köylüyü tamamen inandırmışlar. Bu insanlar saf ve inançlı insanlar. Güvendikleri insanlara son derece inanır ve onların sözlerinden asla geri dönmezler. Onlara sadık kalırlar. Şimdi köyde kime sorarsan sor o kayanın tepesinde lanetli bir insanın yattığını ve uyandırılınca lanetiyle köyü yerle bir edeceğini söyler sana."
Beyaz İntikam
İki arkadaş..İki kan kardeş.. Biri İstanbul?da yaşamakta olan zengin iş adamının oğlu, diğeri köyde yaşayan bir çiftçinin oğlu.. Köye tatil amaçlı giderler. Ölüm, köylü genci ansızın yakalar. Ertesi gün ölen gencin mezarı açık ve boş bulurlar. Yakın zamanda bir cinayet işlenir. Cesedin bedeninde akıllara durgunluk verecek bir sır saklıdır. Birkaç gün sonra bir ceset daha.. Aynı sır onda da vardır. Bu ölüm oyunu yoksa yeni mi öldürülen gencin hortladığı düşünülür ya sonra..
Tinerci
2011 Yılı? Yeni bir güneş tutulması beklenirken, İstanbul´da deprem korkusu artıyor. Peki o deprem olursa?... Üstüne üstlük tinerci çocukları öldürüp böbrekleri ve organlarını alan seri katilin cinayetleri durmak bilmiyor? Birer birer kaybolan çocukları kimler kullanıyor? Organ mafyası mı yoksa uluslar arası çeteler mi? İdealist cinayet masası komiseri Sinan, İstanbul sokaklarında meçhul katilin peşinde? Tüyler ürperten, akıllara durgunluk veren cinayetleri işleyen seri katil kimdi? (Tanıtım bülteninden)
İkimizde Çok Sevdik
Ahmet, zengin bir iş adamının oğludur, fakat hayatı berbat bir şekilde devam eder. Eğlenceler, kadınlar ve içkili ortamlarda süren yaşamı bataklığa sürüklenirken yaptığı kaza sonucu tanıştığı Behice ile düzene girmeye başlar ve Behice'ye deliler gibi âşık olur. Muhteşem bir şekilde gitmekte olan aşkı geçmişinde yaptığı acımasız davranışlarından dolayı sendeler, Behice'yi bir anda kaybeder ve onu aramakla uğraşır. Hayatın acımasızlığı peşini bırakmayacaktır. Gururu yerlerde sürünürken Behice'nin ona dönmesini sevinçle karşılar, fakat içinde bulunduğu durumdan dolayı Behice'yi kabul etmeyecektir. O muhteşem aşkları ne onu ne de Behice'yi mutlu edecektir. Birbirlerini sonsuz aşkla sevdiklerini bilmelerine rağmen ikisini de ölüme sürükleyen aşkın rengi bu defa pembe değildir, acımsı bir renk almıştır.
Ahmet, zengin bir iş adamının oğludur, fakat hayatı berbat bir şekilde devam eder. Eğlenceler, kadınlar ve içkili ortamlarda süren yaşamı bataklığa sürüklenirken yaptığı kaza sonucu tanıştığı Behice ile düzene girmeye başlar ve Behice'ye deliler gibi âşık olur. Muhteşem bir şekilde gitmekte olan aşkı geçmişinde yaptığı acımasız davranışlarından dolayı sendeler, Behice'yi bir anda kaybeder ve onu aramakla uğraşır. Hayatın acımasızlığı peşini bırakmayacaktır. Gururu yerlerde sürünürken Behice'nin ona dönmesini sevinçle karşılar, fakat içinde bulunduğu durumdan dolayı Behice'yi kabul etmeyecektir. O muhteşem aşkları ne onu ne de Behice'yi mutlu edecektir. Birbirlerini sonsuz aşkla sevdiklerini bilmelerine rağmen ikisini de ölüme sürükleyen aşkın rengi bu defa pembe değildir, acımsı bir renk almıştır.